





Ünlü fotoğrafçısı Norman Jean Roy, Twilight (Alacakaranlık) güzellerini fotoğraflandı.
Rosalie Cullen’ı oynayan Nikki Reed Onun hikayesinin cazibesini almak: “Bella ve Edward’ın aşkında çok fazla tabu ve yasak var” diyor Nikki “ve ben tüm bunların ilgi çektiğini ve sevildiğini hissediyorum. Çünkü bunun tüm genç ilişkileri temsil ettiğini düşünüyorum.Bu sınırda gibi bir tür delilik.”
Vampir anne Esme Cullen’ı oynayan Elizabeth Reaser: Twilight çekici genç erkeklerin diye bağırıyor. “Oh bu çok eski, hiçbir fikrim yok” diyor Reaser. “Benim üzerimde etkisi yok. Hepsi sevimli çocuklar ve muhteşemler. Sadece birisi ilginç ve garip belirli bir noktada istiyorum. Larry David üzerinde büyük bir baskım var.”
Sıkı Twilight fanlardan birisi Bryce ‘i ilan etti: Ben Twilight’ı sayısız kere görmüştüm. Dördüncü defa gördükten sonra, en iyi arkadaşlarımdan biri, doğum günüm için, bana Robert Pattinson’un yuzü şeklinde Pos-it hazırladı, “Tehlikeli Yaşa”, çünkü çok takıntılıyım. Kocam aslında bana şöyle dedi, “bunun hakkında endişelenmeme gerek var mı?”
Pisişik vampir Alice Cullen’ı oynayan Ashley Greene başarı bekliyor: “Senin bu filmin nasıl olucağını bilmen için medyum olman gerekmez” diyor. “Açıkçası, bir hit olacak.”
Filmin, gri veya kırmızı gibi bir tonda olacağı fikri, David Slade’in önceki çalışmaları, Hard Candy ve 30 Days And Nights gibi önceki çalışmalarından yola çıkarak meydana geldi. Hem bu hem de The Twilight Saga: New Moon (Yeni Ay) ’un altın tonları, bu değişken filmler için karma renk tasarısı modası başlatmış oldu. Sonra, filmin logosu ve ilk posteri yayınlanınca gri rengin kullanılacağı şüphe duyulmaz hale geldi.
Geçenlerde, Summit Entertainment, The Twilight Saga: Eclipse’den birkaç fotograf daha yayınladı ve bunlar, bu köşenin bazı okurlarının gözüne çarptı.
Birkaç gün önce The Twilight Saga: Eclipse: The Official Illustrated Movie Companion (Resmi Resimli Film Kitabı) için kapak tasarımları çıkınca ‘Kris’ isimli bir yorumcu, konu ile ilgili görüşlerini çok doğru ve okunabilecek biçimde paylaşmış.
“Herkes bu filmdeki koyu renk temayı anlayabilir – maviler ve sular, özellikle de kitap kapağı ve Cullenların resminde bu görülebilir. Hepsi savaştan önce bir kotçu dükkanından alışveriş yapmış gibi görünüyorlar.”
Aslında Cullenların fotografı Twilight’ın mavi görüntüsünü hatırlatır gibi.
Kesinlikle, giyim tarzında, saçlarda, duruşlarda, arka planda 2008’de çekilen bu Twilight fotografındakine göre, bariz bir gelişme var. Fakat iki resim arasındaki benzerliklere bir göz atın.
Ayrıca, The Twilight Saga: Eclipse’nin resmi fragmanında; bazı arka planlarda, manzara çekimlerinde ve Volturi bölümlerinde biraz mavinin kullanıldığını da görebilirsiniz.
Fragmanda, logoda ve filmin diğer herhangi görsellerinde, grinin kullanılmasına dair kesin bir birlik olduğu görülüyor (ve filmin yapım şirketi Summit Entertainment’ın da logosu – Twilight için mavi, New Moon için altın olanlardan sonra – bu sıralarda gri.) Ama mavi olan oldukça güncel olduğunu düşünmüyor musunuz?
Pek çok hayran Twilight’da mavinin ağırlıklı olarak kullanılması hakkında kaçamak cevaplar veriyor. Fakat çoğu sihirli havayla bağlantı kurduğunu kabul edecektir muhtemelen. Yani, Eclipse’de bunu görmek ilginç olacak, yönetmen David Slade film serisine orijinal tonlar getirebilir, değil mi?
Eclipse’de mavi görüntü yönünde bir niyet ya da ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz? Eclipse’deki Cullen ailesi fotgraflarının Twilight’takilerle benzer olacağına katılır mısınız? Yeni editörün (Twilight’ta çalışmış olan) bu konuda yapacak bir şeyi var mı? Konuyla ilgili yorumlarınızı paylaşın!
The Twilight Saga: Twilight (Alacakaranlık)’te en sevdiği sahne beyzbol sahne olmuş. Çünkü beyzbol oynarken büyümüş ve bunu filmde vampir yetenekleriyle göstermesiymiş.
The Twilight Saga: New Moon (Yeni Ay)’da ise sevdiği sahne dikiş sahnesinin olduğunu söylüyor. Dikiş sahnesini tavuk üzerinde defelarda çalıştığını ve eğlenceli geçtiğini söylüyor.
The Twilight Saga: Eclipse (Tutulma)’da ise favori sahnesinin dövüş sahneleri olduğunu söyledi. Çok fazla eylem, sert eğitim, mücadele eğitim, yoga ve jimnastik salonu ile ekstra sert çalışmalar aldığını dile getiriyor.
”Sevişme sahnesi izleyeceksiniz, evet!”dedi. ”Bella ve Edward ilişkisi kitapta nasılsa filmde de gerektiği gibi olacak. Breaking Dawn’da, diğerlerinde gördüğünüzden daha fazla ”tensel” sahne izleyeceksiniz. Yaş sınırı konulması gerekir mi bilmiyorum ama kitapta olan filmde de olmak zorunda ki bu da daha fazla çıplaklık demek.. Ben kesinlikle daha fazla tensel sahne yazıyor olacağım.”
Eğer iki Breaking Dawn filmi de sevişme sahneleri ve çıplaklık yüzünden yaş sınırlaması yasağı getirilmesi ile sonuçlanırsa, tek başına bilet alma izni olmayan genç fanlar gişelerden uzak tutulacak.
Stephenie Meyer’in yazdıkları böyle bir yasağın getirilmesine değiyor mu?
Not: Arkadaşlar metnin orjinalinde yaş sınırlaması için ”R-rated” tanımı kullanılmış. R-rated’in tam kapsamı ise şudur: 17 yaşından küçüklerin bir yetişkin gözetiminde izlemesi tavsiye edilen filmler için kullanılan tanım. Tabi ki bu ABD için geçerli olanı, eğer sınırlama getirilir ise ülkemize nasıl yansıyacağı (+18 mi yoksa +16 mı veya başka şekillerde..) belli değil.